Kendine özgü bir anlatım diline iye Rabarba, biraz karamsar biraz sorgulayıcı biraz da derin düşünsel içerikli bir betik. Anlara takılmış satırlar yer alıyor. Bazen içsel, bazense karşılıklı konuşmalar yer alıyor. Kendi açımdan söylersem altını çizdiğim tümceler oldu. Ancak herkese değil, belirli bir okuma seviyesindeki ile bu türü sevenlerin okuyabileceği, algılayabileceği bir betik.
.
Yazarın algı acunu değişik, aktarımı da öyle. Takıldığı, okuyucuya yansıttığı noktalar pek sıradan değil. Betimlemeler oldukça yazara özgü, bazılarını anlamak için iki kez okunmalı ya da bazıları için yazara danışılmalı. Başlıklar olarak ayrılmış bölümler, bölüm sonlarında kara betlerde alıntılar, yer yer de çizimler var. Bunlar, tasarımı güzelleştiren dokunuşlar olmuş. Öyküdeki geçen kişiliğin kendi iç sesiyle kendini eleştirmesi gibi algılanan yerler, okuyucuya da “Ben de bazen böyle takılırım.” diye düşündürtüyor. Kişiliklerin çevresindeki nesnelerle de etkileşimde olması ayrı bir hava katmış.
.
Gözüme batan şu noktayı da belirtmek isterim. Sonlara doğru yazım yanlışları artmış. “de”, “ki”, “-deki” yazımlarında özellikle. Genel anlamda yazım iyi. Değişik bir kalem okumak isteyenlere önerilir.
.
Birkaç ilgimi çeken alıntıyı da paylaşayım.
-Yalnızlığın, her zaman bir insanın yamacına uğranılmaması olduğunu zannederdim. Ama yanılmışım. Başkalarının acınla ne yapacağını bilememesiymiş yalnızlık.
-Sizi her gün doğuruyorum, siz her gün kapıdan ölmüş olarak giriyorsunuz.
-Küçük düşe düşe dünyayı bu kadar büyük görmeyebilirdin.
.
Betikle esen kalın.
[